Golden Elma, Kilo

Yeşil elma deyince aklımıza hemen granny smith geliyor. Ekşi ve kusursuz yeşil rengiyle granny smith. Ancak 2000’li yılların başında ülkemize ithal edilmeye başlanan, çok sevilince üretmeye de başladığımız granny smith’den önce yeşil elma dendiğinde akla gelen tek bir cins vardı: Golden elma. Gerçi 2000’lere kadar ülkemizde bilinen elmalar sadece golden, starking ve Amasya elması olduğundan yeşil elmayı bırakın, sadece elma deyince bile golden akla geliyordu diyebiliriz :)

Golden elma, ülkemizde çok sevilen ve tüketilen, orta sulu, kendine has keskin ve mayhoşumsu tada sahip aromasıyla ağızda dağılan bir meyve eti kıvamına sahip.

1905 yılında Amerika’nın West Virginia eyaletinde ilk kez üretilen ve dünyanın en sevilen ilk on elma cinsinden biri olan golden elmanın ülkemize gelmesi 1960’lar civarında gerçekleşmiş. Golden elma ne kadar sıcak iklimlerde yetişirse o kadar tatlı, ne kadar soğukta yetişirse de ekşi oluyor. Yani ülkemizde yetişen golden elmalar, orijinallerine göre bir tık daha ekşi.

Asitli, yani ekşi bir cins olması, golden elmayı pişirme işlemleri için de çok uygun bir meyve haline getiriyor. Ayrıca pişirme sırasında diğer bazı elma cinsleri kadar dağılmayan bir yapısı da var. Tuzlu yemeklerde kullanmayı düşünürseniz, örneğin salatalarda veya peynir tabaklarında, golden elma yine sizin için ideal bir seçim. Sıra dışı bir de ipucu verelim, bizce ince bir dilimi sandviçlerde de iyi gidiyor.

Hem elinize hem de gözünüze diri gelen elmaları seçin. Avucunuz içinde meyveyi zedelemeden hafifçe sıkarak diriliğini ölçebilirsiniz. Derisi lekesiz ve pürüzsüz olmalı. Elmayı kokladığınızda mayalı bir koku yerine taptaze elma kokusu almanız da elmanızın kalitesini gösterir.

Elmalar hasat edildikten sonra sıcağı sevmez, bu sebeple elmanızı buzdolabında, varsa özel sebze-meyve gözünde saklayın. Elmalar etrafındaki kokuları emer, bu sebeple kokulu sebzelere yakın tutmayın. Ayrıca üst üste saklanmaları da hızla kararmalarına yol açar.

Elmanın en tatlı yeri kabuğu olduğu için soymamanızı öneririz. Ayrıca büyüklerimizden duyduklarımız doğru; elmanın en vitaminli ve mineralli, yani en faydalı yeri de kabuğu. Dilimlerseniz hemen kararmaması için üzerlerine hafifçe lime veya limon suyu sürebilirsiniz.

Tabii ki ilk akla gelen kıtır kıtır yemek. Ancak meyve salataları, bowl’lar, meyve suları, kekler, tartlar, kurabiyeler… Elmayı mutfakta kullanmanın sonu yok!

*Besin değerleri ürünün yetiştiği bölgeye, mevsimsel durumuna, toprak yapısına, sıcaklık vb. faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.

**Değerler 2000 kcal/gün üzerinden hesaplanmış olup cinsiyete, yaşa, fiziksel aktiviteye ve diğer faktörlere göre değişebilir.

Elmanın içinde yer alan flavonol adlı bileşen, felç riskini düşürüyor. Ayrıca antioksidan işlevi gören bu bileşen, tansiyonu düşürerek kalp hastalıkları riskini azaltıyor ve kötü kolesterol olan LDL’yi düşürüyor. İçindeki polifenollerin tip 2 diyabet riskini azalttığına dair araştırmalar da var. Elma içindeki pektinin, vücutta prebiyotik görevi gördüğünü, yani sindirim sisteminizdeki iyi bakterilerle yakın arkadaş olduğunu da ekleyelim.

Bu sayfa, ürünün sağlık yararları hakkında bilimsel çalışmalar kaynak verilerek insanların bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Kişilerin bu sayfada anlatılan bilgilerden yola çıkarak varsa hastalıklarının tedavisini bırakmamaları, rahatsızlıklarının tedavi ve teşhisi için sağlık kuruluşuna başvurarak doktorların önerdiği yöntem ve tedavileri uygulamaları tavsiye edilir.